Çingene Argosu
Biz Akdenizliler, gelgit fenomenini pek tanımıyoruz. Okyanus kıyılarındaki gelgit ise hayatın çok önemli bir parçası: Dublin körfezi gibi sığ bir körfezde deniz her gün kilometrelerce çekilip geri geliyor, Dublin’de Liffey, Londra’da Thames gelgitle birlikte yükselip alçalıyor, nehir dolarken sanki ters yönde akıyormuş gibi görünebiliyor.
Stephen’ın sabahki kumsal yürüyüşü, çekilen deniz geri gelmeye başlamışken, öğle saatlerinde su altında kalacak kumlarda yaptığı bir yürüyüş. Bu yüzden bildiğimiz “kumsal yürüyüşü”nden daha geniş bir açıklıkta yürüyor, kendisi de tekrar tekrar gelgit fenomenini düşünüyor.
Bu yürüyüşe kalkışanların ne yaptığını bilmesi önemli; vakitlice geri dönmezseniz deniz sizi yakalayabiliyor. Stephen’ın yürüyüşüne benzer bir yürüyüşün raporu ve fotoğrafları şurada – 200 metre daha ilerleyenlerin gelgite yakalanma riskiniz olduğunu haber veren tabelaya dikkat:
https://awordfromjapan.wordpress.com
Bazı Dublinliler denizin çekildiği süreyi yemeklik deniz kabuklusu toplamak için kullanıyor. Stephen da s. 51’de midye toplayan bir çifti ve köpeklerini görüyor, s. 52’de yaklaşınca esmer olduklarını, “Kıpti”, Çingene olduğunu düşünüyor. İrlanda’nın çok ufak bir Roman azınlığı var o günlerde; iki düşünce arasında esmer Bloom’un gelişini haber veren Harun El Reşid rüyasına da dikkat edin. Çingeneler fikri, Çingene diliyle de karışmış olan eski hırsız argosunu hatırlatıyor Stephen’a: örneğin, “bing awast to Romeville”, çeviride “laçı şehre zamkinos”, “Londra’ya kaçmak” demek. Buradaki “Rome” hem bildiğimiz Roma şehriyle, hem de Roman kelimesinin de kökünde olan Çingene dilindeki “adam, kişi” kelimesiyle bağlantılı. “Eşkıya ağzı” üzerine bu düşünceleri bir şiire bağlanıyor:
White thy fambles, red thy gan
And thy quarrons dainty is.
Couch a hogshead with me then.
In the darkmans clip and kiss.
Hamçaların beyazdır, lapışların kırmızı
Endamının şemali gayetle yalanası
Kukurik naşlatalım seninle ben gel hayde
Öperleyelim sonra bastırınca bu gece.
Bu pasaj, çeviride bizi uğraştıran kimi problemlere güzel bir örnek. Aslındaki gan/then, is/kiss kafiyeleri ile dört vurgulu İngilizce veznini (X – X – X – X) Türkçede kırmızı/yalanası, hayde/gece ve 7+7 hece vezniyle; standart dışı İngilizce kelimeleriyse standart dışı Türkçe kelimelerle karşılamışım burada. Türkçe argo kelimeleri bulurken kullandığım yöntemi tahmin edebilirsiniz: İngilizce argo kelimelere Gifford’ın verdiği anlamları alıp bu anlamları taşıyan kelimeleri Hulki Aktunç’un argo sözlüğünden avlamıştım.
Nevzat Erkmen ise (çevirisindeki genel eğiliminin tersine) daha yumuşak, anlaşılır bir çözüm seçmiş (YKY, s. 78):
Ellerin bembeyaz, dudakların al
Endamın narin senin.
Gel yat, uyu benimle derhal.
Karanlığında karılıp öpüşelim gecenin.
Stephen’ın aklından geçen dizelerin (ve pasajdaki başka bazı kelimelerin) kaynağı 1673 tarihli bir kitaptaki bir şarkı. Kitap, Richard Head’in yazdığı “The Canting Academy” (Eşkıya Ağzı Akademisi). Kitabın tamamı şurada, “sözlük” kısmı 34. sayfada:
Sözkonusu şarkı ise “The Rogue’s Delight in Praise of his Strolling Mort”. Argo hali ve İngilizce çevirisiyle şurada:
Kitabın British Library’deki tanıtımı:
Kitapları, kelimeleri ve zamanları birbirine bağlayan, Richard Head’in 17. yüzyıl eşkıya İngilizcesinden çıkıp 21. yüzyıl Türkçe argosuna varabilmemizi sağlamış olan Hulki Aktunç’a saygıyla, minnetle.
Armağan Ekici
A
Ali Baba Bahşiş Rahat Lokum Efendi
Aristoteles
Astronomi
B
C
Cantrell ve Cochrane’ın Zencefil Gazozu (Aromatik)
Cebelitarık
Ç
D
Dante
E
Robert Emmet
F
William Faulkner
Faust
G
Giyim-Kuşam
Ğ
H
Hukuk Dünyası
I
İ
İrlanda İngilizcesi
İroni
J
K
L
L (Bloom/Boom, World/Word)
Lazımlık
M
Metempsikoz
Murphy/Morpheus
N
Napoleon'un Hayatı (kitap)
Nietzsche
O
Omphalos
Oturaklı, Toraman
Ö
Öbür Dünya
P
Georges Perec
Q
Raymond Queneau
Ah evet, ama ben Q’yu tercih ediyorum
R
Reklamcılık
S
Fritz Senn
Shakespeare
Siyah Kare
Ş
Şıngır
T
Titbits
Tutunamayanlar
U
Unutmak
Ustalık
Uzay
Ü
Üçlüler
Ürkünç
V
Victoria
W
Oscar Wilde
X
Bir iks
Y
Yogibogihane
Yunanlılar
Z
Zati
Zinanın Zevkleri